Veri Gazeteciliği

Solo Proje| İnovasyon Ekonomisinde Kore Başarısı ve Türkiye İçin Çıkarımlar

1950’li yılların başında savaştan çıkıp açlık ve yoksullukla boğuşan, dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Güney Kore, bugün dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelmiş durumda

Hakan Şahin*
Khas Yeni Medya Yüksek Lisans

 


Worldbank verilerine göre 1961 yılında Kore’nin kişi başına düşen yıllık GSYİH’sı sadece 91 dolardı. Aynı yılda Türkiye’de bu rakam 284 dolar. Yani o tarihlerde ortalama bir Kore vatandaşı, ortalama bir Türkiye vatandaşının yıllık kazancının üçte birinden daha az kazanıyordu. Bugün ise durum tam tersi. Bugün ortalama bir Kore vatandaşı, bir Türkiye vatandaşının 3 katı kazanıyor.

 

1960’ların yardım toplayan yoksul ülkesi, 1980’lerin taklitçisi Güney Kore, bugün hem dünyanın en büyük ekonomilerinden, hem de en icatçı ve en yenilikçi ülkelerinden.


Peki Güney Kore bunu nasıl başardı? Mühendisliğe önem vererek, Ar-Ge’ye yatırım yaparak, eğitimde devrim gerçekleştirerek, üniversiteleri ve sanayiyi birbirine entegre ederek. Sadece teknolojinin takipçisi, kullanıcısı veya taklitçisi olmadı, yapılan reformlarla teknolojiyi yaratan ülke oldu Güney Kore.

Samsung, LG, Hyundai, Kia gibi dünya markaları yaratan Güney Kore’nin başarısı elbette ki tesadüf değil. Öyle ki, bugün Güney Kore toplam patent sayısında dünyada 4., kişi başına düşen patent sayısında ise 2. sırada. Ar-ge harcamalarında ise dünyada 7. sırada kendine yer bulan Kore, topladığı meyvelerle başarının tesadüf olmadığını gösteriyor.

Ar-Ge’ye Verilen Önem Artmış

Güney Kore’nin başarısının formülünde şüphesiz çağımızda büyüyen ekonomilerin olmazsa olmazı Ar-Ge, inovasyon, bilgi, teknoloji ve yaratıcılık var.

OECD 2014 verilerine göre Kore GSYİH’nın %4.29’unu Ar-Ge çalışmalarına harcarken Türkiye’de bu oran sadece 1,01.


Çağı Yakalamak

Eski anlamda sanayileşme ve fabrikalaşmanın modası çoktan geçti ve bugünün büyüyen ekonomilerinin arkasındaki en büyük güç bilgiye, katma değere ve inovasyona yatırım yapan şirketler. Forbes 2016’nın yaptığı çalışmaya göre, eskiden petrol ve ağır sanayi şirketlerinin ilk sıraları kaptığı en değerli markalar sıralamasının ilk yirmisinde bugün on tane teknoloji şirketi var. Bugün dünya çapındaki birçok teknoloji firmasının gücü kimi ülkeleri bile geride bırakmış durumda.


Kaynak: https://www.forbes.com/powerful-brands/list/

 

Kore’nin Doğruları, Türkiye’nin Yanlışları

1960’larda Türkiye’nin kat kat gerisinden gelen Güney Kore ekonomisinin bugün Türkiye ekonomisini ikiye katladığını verilerle vurgulamıştık. Peki ya Kore’yi başarıya götüren ne oldu? Kore Türkiye’den farklı ne yaptı ve ne yapıyor da dünyada örnek ülke olmayı başardı? Sorunun cevabı ekonomi politikalarında, köklü reformlarda ve cesarette yatıyor.

1980’li yıllardan itibaren arayı açan Güney Kore’nin başarısının formülü ekonomi ve ticarette aldığı radikal kararlar ve buna bağlı yaptığı reformlar.

 

Tabloda görüldüğü gibi, Türkiye yıllar boyu metale ve madene dayalı ağır sanayide inat etmiş, dünyanın inovasyona adapte olduğu yıllarda da tercihini motorlu kara taşıtlarına ağırlık vermekte kullanmış. Sanayi dağılımı gösteriyor ki Türkiye elektrik- elektronik ve yüksek teknoloji ürünlerde treni kaçırmış.

 

Öte yandan Kore’ye baktığımızda ise; 1980’lere kadar gıda ve tekstil sektörü ağırlıkta olan ülke, 1980’lerde elektrik ve elektronik ürünlerde yakaladığı trendi günümüze kadar arttırarak sürdürmüş ve çağı yakalamakla kalmamış, çağa yön verir hale gelmiş durumda.
Dünya Bankası’nın sağladığı verilere baktığımızda durum daha da netleşiyor. 2015 yılında Kore’nin yüksek teknoloji ihracatı rakamı tam 126.541 milyar dolar. Türkiye’de ise bu rakam sadece 2.184 milyar dolar.

Yaptığı onca reform ve yatırımın meyvesini rekor yüksek teknoloji ihracatı rakamları ile toplayan Kore’de 2015 yılı baz alındığında ihracatın GDP içindeki payı ise %45.9 iken Türkiye’de bu rakam %27.97’lerde kalıyor.

 

 

Gerek veriler, gerekse veri odaklı çıkarımlarla Güney Kore’nin inovasyon odaklı büyümeyi seçtiğini ve ne derece başarılı olduğunu kabaca açıkladık. Fakat tek başına karar vermek baaşrıyı getirmiyor. Birazdan inceleyeceğimiz veriler bir kez daha gösteriyor ki başarı asla tesadüf değil.

OECD verilerince hazırlanan ilk tablomuz gösteriyor ki Türkiye üniversite değerlendirmesi ve araştırma konusunda Kore’den bir hayli geride. Güney Kore, OECD sıralamasında Ar-Ge’ye ayrılan kamu harcamalarında, dünyanın en değerli üniversiteleri listesinde ve dünyanın en etkili akademik mecralarında yayınlanmış çalışmalar değerlendirmesinde Türkiye’yi açık ara geride bırakmış durumda.

 

 

İkinci tablomuz ise Ar-Ge harcamaları ve yatırımları, uluslararası patent ve tescilli marka başvuruları konusunda durumu özetliyor. Tabloya göre Güney Kore bu alanda da hem Türkiye’yi açık ara geride bırakıyor, hem de tüm kriterlerde OECD orta değerinin üstünde kalmayı başarıyor.

 

           Yüksek Öğrenim Harcamalarının GDP İçerisindeki Payı Haritası:

Kaynak:  http://innovationpolicyplatform.org/STICharting/benchmark.htm?iso=KR
Bu grafiğimiz ise yüksek öğrenime harcanan paranın GDP içerisindeki payını gösteriyor. Her ne kadar eğitime yaptığımız harcama birçok başarılı Avrupa ülkesine yakın, hatta bazılarının üzerinde olsa da bu grafik ne yazık ki bizi yine güldürmüyor. Çünkü eğitime yaptığımız bu denli harcamaya rağmen verimlilik konusunda maalesef sınıfta kalıyoruz.

Öğrencilerin matematik, bilimsel konular ve okuma ve okuduğunu anlamadaki becerilerini ölçen PISA araştırmasının 2015 yılındaki verilerine göre Türkiye eğitimde sınıfta kalıyor. Türkiye her üç alanda da OECD ortalamasının çok çok altında kalırken, Kore her alanda ilk sıralarda yer almayı başarıyor. Üç alanda Kore’nin en kötü sıralaması 11.lik iken, Türkiye her alanda 50. Sıralarda yer alıyor.

2015 Yılında Umut Vadeden Büyüme
Her ne kadar Türkiye’nin karnesi yıllardır zayıf olsa da son yıllarda yaşanan gelişmeler ufak da olsa bir umut ışığı yakıyor. Türkiye Bilişim ve Sanayiciler Derneği TÜBİSAD’ın öncülük ettiği, TOBB’un proje ortağı olduğu çalışmanın 2015 yılı raporuna göre toplam sektör 2015 yılında 2014 yılına göre TL bazında %18 büyüyerek 69.2 milyar TL’den 81.6 milyar TL’ye ulaştı.


81.6 milyar TL’lik toplam sektörün 27.4 milyar TL’sini Bilgi Teknolojileri Pazarı (bilgisayarlar ve donanımları, oyun, güvenlik ve iş yazılımları, masaüstü ve mobil uygulamalar, hizmet ) alırken, İletişim Teknolojileri Pazarı’nın ( donanım ve haberleşme ) payı ise 55.7 milyar TL oldu.

Öte yandan teknoloji geliştirme alanındaki şirket sayısı 2014 yılında 1.782 iken, 2015 yılında 1.967’ye; çalışan sayısı 2014’te 25.951 iken 2015 yılında 29.161’e yükseldi. Bilgi ve İletişim Teknolojileri alanındaki toplam istihdam ise 107 bin kişiden, 2015 yılında 113 bin kişiye yükseldi. Sektördeki kadın çalışan sayısı %26 iken, Ar-Ge çalışanı sayısı ise toplam istihdamın %14’üne tekabül ediyor.

Aynı raporda “Şirketinizin faal olduğu alanlarda 2016 yılında büyümede en büyük rol oynayacak 3 faktörü belirtiniz” sorusunun cevapları arasında ise Ar-Ge yatırımı ve inovasyon faktörü %79 ile birinci sırayı alırken, diğer faktörler sırasıyla “daha yüksek kurumsal yönetişim standartları”, “artırılmış teşvikler”, “ihracat”, “satın alma, birleşme ve ortaklıklar” ve “düşürülmüş vergiler” oldu.

 

Sektörde yaşanan sorunlarda ise “nitelikli iş gücü açığı” 98 firma ile gerçekleştirilen ankette en büyük sorun olarak karşımıza çıkmakta.

Türkiye İçin Kıssadan Hisseler

Goldman Sachs’ın raporuna göre 2025 yılında Kore’nin dünyanın en büyük 7. ekonomisi olması bekleniyor. Aynı rapor 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hayalinde olan Türkiye için ise 16. sırayı öngörüyor. Peki Türkiye hayal dünyasından çıkıp hedefe daha gerçekçi bir şekilde odaklanmak için ne yapabilir? Ar-Ge’nin, inovasyonun, yaratıcılığın, katma değerin, özgün olmanın, bilginin ve teknolojinin bu denli önemli olduğu bir çağda ekonomilerin de bu trendlere adaptasyonu kaçınılmaz.

Ucuz iş gücü ve emek yoğun sektörlere dayalı ihracat stratejileri ile Türkiye için uluslararası pazarda yerini koruma ve büyüme şansı mümkün görünmemekte. Uzun soluklu, sağlam temelli ve sürdürülebilir bir büyüme için Türkiye’nin düşük teknolojili yapısından kurtulup orta ve yüksek teknolojili yapıya geçişi geleceği için hayati önem taşımakta.

Bunun için, Güney Kore’nin yıllar önce yapıp, epey geriden gelmesine rağmen Türkiye ekonomisinin kat kat önüne geçmesini sağlayan sektörel değişim ve ihracat kompozisyonunu değiştirme politikası bugün Türkiye için her ne kadar geç de olsa hala gerekli ve kaçınılmazdır.

Haliç Üni. Öğr. Üyesi Mustafa Çetinkaya: Topyekûn Bir Çalışmaya İhtiyaç Var

Çalışmamız için görüşüne başvurduğumuz Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yeni Ekonomi Derneği kurucusu Mustafa Çetinkaya’ya göre “Türkiye, eğitim, ekonomi ve hukuk sisteminde bütünleşik reform yapmalı ve uluslararası ilişkilerini geliştirmeli. Eğitimde modern ve daha liberal bir yola gidilmeli. Ekonomi, bilgi ve hizmet sektörü temelli, yüksek katma değer üreten yeni ekonomiye dönüşmeli. Hukukun üstünlüğü ve adil rekabet ortamı tesis edilmeli. Dış politika karşılıklı çıkarlar çerçevesinde revize edilmeli.

Uluslararası endeksler ülkeler adına benzer şeyleri söylüyor. Yüksek teknoloji ihracatı ile PISA skorları, demokrasi endeksleri ile mutluluk raporları, insani gelişme endeksleri ile güven raporları yaklaşık aynı sonuçları veriyor. Birinde yapmış olduğunuz değişiklik, fonksiyonel ilişkide ne kadar etkisi varsa toplum sonucu en fazla o kadar değiştirebilir. Bu nedenle topyekûn bir çalışmaya ihtiyaç var.”

Güncel siyasete de değinen Mustafa Çetinkaya şöyle devam ediyor: “Türkiye adına kısa vadede acil şekilde yapılması gerekenler var. FETÖ davalarının adil ve şeffaf şekilde sonuçlandırılması, KHK’ler ile yapılan işlemlerin incelenmesi ve OHAL’in kaldırılması. Sonraki adımların geleceği konusunda mevcut siyasi ortamdan ümitli değilim. Ancak, yaşamış olduğumuz ülkeye sıkıca bağlanmak ve onu ileriye götürecek adımları düşünmek zorundayız.”


Hakan Şahin: Kadir Has Üniversitesi Veri Gazeteciliği Yüksek Lisans Öğrencisi 


Kaynaklar:
Dataset: https://docs.google.com/spreadsheets/d/12qrnCtLlbAII0w64pseS4JVnzTXA8lADD-QdpJ1Qxno/edit?usp=sharing
E-Tablolar + Dataset: https://docs.google.com/spreadsheets/d/1bkbvVMVT1kjizvKyX-WvCyMUhkDrQ-UpOJE19H-4FGI/edit?usp=sharing
Diğer Kaynaklar:
• http://innovationpolicyplatform.org/STICharting/benchmark.htm?iso=KR
• http://www.hurriyet.com.tr/62-yil-once-aclikla-bogusan-guney-kore-bugun-dunyanin-11-inci-buyuk-ekonomisi-30149681
• http://www.dunya.com/kose-yazisi/guney-kore-mucizesini-nasil-yaratti/17518
• http://www.gazetebilkent.com/2014/08/31/zor-dediklerimizin-yapildigi-yer-guney-kore/
• http://www.tepav.org.tr/upload/files/1285828695-5.Guney_Kore_Inovasyondaki_Basarisini_Nelere_Borclu_Turkiye_icin_Cikarimlar.pdf
• https://data.oecd.org/korea.htm#profile-innovationandtechnology
• http://www.businessinsider.com/pisa-worldwide-ranking-of-math-science-reading-skills-2016-12
• http://data.worldbank.org/indicator/NE.EXP.GNFS.ZS?end=2015&locations=TR-KR&start=2015&view=bar
• http://data.worldbank.org/indicator/TX.VAL.TECH.CD?locations=KR-TR
• https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-r-d.htm
• http://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.MKTP.CD?locations=KR-TR
• https://www.forbes.com/powerful-brands/list/
http://www.tubisad.org.tr/Tr/News/Sayfalar/tubisad-pazar-verileri-2015-raporu.aspx

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*