Araştırmacı GazetecilikVeri Gazeteciliği

Beyrut’u Sarsan Yıkıcı Patlamayı Ortaya Çıkaran Üç Araştırma

Gijn

4 Ağustos 2020 akşamı, Beyrut’taki limanda meydana gelen yıkıcı bir patlama Lübnan’ın başkentini salladı, 200’den fazla insan öldü, yaklaşık 6.500 kişi yaralandı ve yaklaşık 300.000 bin kişi evsiz kaldı. Birleşik Krallık’taki Sheffield Üniversitesi’nde yapılan analiz, patlamanın tarihteki en büyük nükleer olmayan patlamalardan biri olduğunu ortaya çıkardı.

Lübnan, ülke çapındaki  sokak eylemleri ve ekonomik kriz ile zaten gündemdeydi. Ancak patlama; yıkımın boyutu ve limanda yıllarca süren yolsuzlukları ortaya çıkaran bir dizi araştırmayı da dünya manşetlerine taşıdı.

Patlamayla ilgili uluslararası haber kaynakları da dahil olmak üzere bir dizi kayda değer soruşturma yapıldı.  GIJN de patlamaya neyin neden olduğunu detaylı olarak araştırmak için 3 noktada araştırma yapmaya başladı. Rhosus gemisi ile ilgili mevcut bilgileri incelemeye başladı ardından yanlış bilgileri inceleyerek patlamanın merkezinde olan limanı mercek altına aldı.

Bu araştırmalardan biri  de açık kaynak araçları kullanarak limanda neler olduğunu hızlı bir şekilde doğrulayan Bellingcat araştırması ve Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP) tarafından patlayıcı madde amonyum nitratın limana nasıl getirildiğine dair bir araştırma yer alıyor.  Ayrıca Lübnan’ın Al Jadeed televizyonundan bir gazeteciyle de kapsamlı olarak limanlarları, sınırları ve yetkilileri konuştuk.

Bellingcat: Açık Kaynak Video ve Doğrulama

Bellingcat’in kıdemli araştırmacısı Nick Waters, GIJN’e patlamayla ilgili detaylı bilgi aktardı.  “Sosyal medya kaynakları, bu devasa patlamanın görüntüleri, videoları ve raporlarıyla doluydu.” “Ve şehrin her yerinde çok sayıda patlama olduğuna dair haberler ve hava saldırıları vardı.”

Patlamanın büyüklüğünü gören Waters, patlamanın kaynağını, büyüklüğünü ve hava saldırısı iddialarının olup olmadığını  belirlemeye karar verdi. Eski bir İngiliz subayı  da olan Waters, Orta Doğu’daki çok çeşitli güvenlik sorunları hakkında açık kaynakları kullanarak analiz yaptı.

Bunlar arasında Suriye Kızılay konvoyuna yapılan saldırı, Suriye’nin Hama kentinde iddia edilen bir kimyasal saldırı ve İran’ın Irak üzerinden uçurulan Amerikan insansız hava araçlarını hackleyip hacklemediğini analiz eden bir haber yer alıyor.

Waters, bilgi toplamaya  sosyal medyadan başladığını ancak sular seller gibi içerikle karşılaşmasına şaşırmadığını belirtti. “Sıra dışı olan bu tür olaylarda, nüfusun önemli bir kısmı fotoğraf veya video çekmek için telefonlarını çıkaracaktı,” dedi ve Beyrut’ta tanıdığı kişilere ek bilgi almak için ulaştığını söyledi. Twitter’da  topladığı içerik de oldukça fazlaydı.

Patlamadan kısa bir süre sonra toplanan içerikle Waters, ne olduğunu anlamak için görüntüleri bir araya getirmeye ve bilgileri doğrulamaya başladı. “Neyin patladığını tespit etmek için başka yerlerde de patlama olup olmadığını belirlemek için videoları coğrafi konumlandırmaya çalıştım” dedi. “Videoları yavaş çekimde kare kare izlemek, patlamanın diğer videolarıyla çapraz inceleme yapmak – temelde bir zaman çizelgesi oluşturmak.”

Birkaç saat sonra Beyrut’ta Ne Patladı?

Haberle ilgili şu sonuca varıldı: “Patlamanın merkez üssü 33.901353, 35.518835 adresindeki depo gibi görünüyor ve resmi açıklama henüz doğrulanmamış olsa da, [sic] bilgilerle ilgili birçok kaynak, 2.700 ton amonyum nitrat sevkiyatına işaret ediyor. Yani 2013 yılından beri limanda olduğu anlaşılıyordu. ”

Sonraki günlerde Waters, topladığı tüm o görüntüleri yeniden izledi. Bu kadar yıkıcı bir olaya sıklıkla dezenformasyon ve yanlış bilgi eşlik eder. Lübnan’da yetkililer ne olduğunu anlamaya çalışırken, söylenti değirmeni aşırı hızlandı: bir video yanlışlıkla gökten düşen bir füzeyi gösterirken, diğerleri sahte bir “termal görüntüleme” videosuydu.

Waters, o noktada zaten “yüzden fazla video” izlemişti ve bunların hiçbiri, patlamanın bir hava saldırısından kaynaklanabileceğini söylemiyordu.

“Daha sonra gelen sahte videolar  biraz alışılmadıktı. Waters, GIJN’e genellikle bu kadar bariz sahtekarlık  görmüyoruz ”dedi. “Genellikle farklı bir yerden eski videoları dolaşıma sokup bunun olayla ilişkilendirdiklerini görüyoruz.”

Waters, çapraz karşılaştırma için orijinal görüntülere zaten sahipti. Düzenlenen bir video, limana çarpan bir “füzeyi” gösteriyordu.  Nesnenin kuş olduğunu anlamak için videoyu yavaşlattı. “Termal” görüntü? ” ise sahte içeriğin tanımlanmasını zorlaştırmak için sadece negatif bir filtreydi.”

Son olarak, patlamanın bir hava saldırısından kaynaklandığını iddia ediyor, civardaki pek çok bölge sakini bir jet sesine benzeyen bir ses duyduklarını söylüyor. Waters, GIJN’e topladığı malzemeden yüzlerce açıdan “bir jet kanıtı veya görüntüsü olmadığını” söyledi.

Bununla birlikte, sesin duyulabilir olduğu görüntüleri analiz etti. Gürleme, amonyum nitratla aynı depoda bulunan havai fişeklerin çatırdamasından ve yoğunlaşan bir yangının havayı çekerken çıkarabileceği daha küçük patlamadan kaynaklanan yoğunluğun artması olabilirdi.

7 Ağustos’ta Bellingcat, tüm yanlış iddiaları delillerle karşılaştıran bulguları yayınladı.

Bir zamanlar niş bir alan haline gelen bu tür adli analizler, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar ve The New York Times gibi büyük yayınların araştırma çalışmalarını geliştirmek için bunu kullanmasıyla daha da görünür oldu. Waters, kamera görüntüsünün kaliteli olduğunu doğrulamak için mevcut birçok aracı kullanmayı önemsediğini, muhabirin cephaneliğindeki en önemli silahının bağlamsal anlayış olduğunu söylüyor.

“Videoları sahte olmadan önce görmüşseniz, gördüğünüz şeyin sahte olduğunu bilmek için bu bağlamsal bilgiye sahipsiniz,” dedi. “Bağlamsal bilgiye sahip değilseniz sahte bir videoyu tespit etmek için gerçekten harika bir araç yok.”

Al Jadeed Televizyon:  Kağıt Yolu

Patlama olduğunda, yerel televizyon kanalı Al Jadeed hızla harekete geçti. Aslında, kabaca on yıldır ülkenin sınırlarını ve gümrük görevlilerini araştıran istasyonun araştırma birimi, olanları araştırmaya başlamak için mükemmel bir konuma sahipti.

Al Jadeed televizyonu muhabiri Layal Bou Moussa, “Liman ve havaalanı yoluyla her türlü kaçakçılığa ışık tutabildik” dedi ve ilk raporlarındaki bilgilerin çoğunun aslında limandaki insanlardan yıllar içinde toplandığını söyledi. Özellikle yolsuzluk ve kötü yönetimi ortaya çıkarmak isteyen diğer kurumlardan da bilgi toplandıklarını belirtiyor.

Bu, Bou Moussa ve meslektaşlarının kimi arayacaklarını, nereye gideceklerini ve kiminle konuşacaklarını da ortaya koyuyordu. Ekipte herkes farklı bir rol üstlendi: yasal ve diğer resmi belgeleri almaya odaklandılar. GIJN’e, “Tüm güvenlik kurumlarından, hakimlerden, uzmanlardan, eyalet avukatlarından – herkesten – bilgi toplamaya başladık” dedi. “Bunun potansiyel olarak neye yol açabileceğini  düşünmeden önceydi.”

Bou Moussa, patlamanın başlangıcında yetkililere ulaşmanın daha erişilebilir ve daha kolay konuşulabilecekleri anlamına geldiğini söylüyor. Hızlı bir şekilde çalışmak, kısa süre sonra rahatsız olacak kişilere de erişim sağladı: yetkililerin çoğuna o ayın sonlarında tutuklama emri çıkarıldı. Hattın ilerisinde, kendilerinin de olduğunu hisseden yetkililer, suçlama ortamı  kızışmaya başladığında sizi farklı  yetkililere yönlendireceklerdi çünkü.

“Patlamadan sonra eski ulaştırma bakanları ve diğer yetkililerle sadece biz konuşabildik çünkü olay olduktan hemen sonra yaptık görüşmeyi,” dedi ve kısa süre sonra sadece sorarak güvenlik kurumlarından belge ve mektuplar toplayabildiğini ekledi.

Tabii ki, Al Jadeed’in Lübnan’da yıllardır çok sayıda siyasi kimlikle röportaj yapması bu konuda rahat bilgi toplamasını sağladı  ancak Lübnan’daki diğer büyük medya kuruluşları, patlamadan sonraki haftalarda aynı bilgileri elde etmek için mücadele etti.

Gazeteciliğe geçmeden önce hukuk okuyan Bou Moussa, hukuk eğitiminde öğrendiklerinin bir kısmını kendi lehine kullandığını söyledi. “Suç mahalli, ne olduğunu bulmak için en önemli alandır,” dedi. Bir açıdan kara kutudur diyor.

Ama yetkililer  neden bu çok tanınmış kanallarla iş birliği yapsın? Bou Moussa, bu masum bir durum değil diyor çünkü bu yetkililerin kendileri ile ilgili sorumlulukları hafifletmek için bunu kullandıklarını söylüyor.

Bir düzineden fazla memurun kapısını çaldıktan ve elinden geldiğince çok sayıda yasal ve resmi belgeyi topladıktan sonra, her şeyi bir araya getirmeye başladı: amonyum nitrat nasıl 10 yıldan  fazla bir süre liman deposunda kaldı, kimler sorumluydu- en önemlisi – kim biliyordu.

“Tüm dosyalara ve belgelere baktım – yanlış olabileceklere bile,” dedi. “Ama her birini doğrulayabileceğimden emin olmalıydım.”

Al Jadeed’deki meslektaşları ile yürüttüğü çalışma, olayı anlamanın anahtarı olacaktı. Soruşturma birimindeki meslektaşı Riad Kobaissi, Associated Press gibi çok sayıda haber ajansı tarafından patlama hakkında röportaj yaptı.

GIJN’e “İnsanlar bu maddenin [amonyum nitrat] 2014’ten beri bir katliama yol açabileceğini biliyordu” dedi. “[Yetkililerin] bu suçun sorumluluğunu üstlenmekten nasıl kaçınmaya çalıştıklarını gösterebildik, aynı zamanda toplanan belgelerle tam olarak nasıl sorumlu olduklarını gösterdik.”

“Herkesin sorumluluklarını bildiğini ancak üstlenmediğini gösterdi,” dedi.

Bou Moussa yetkililere mümkün olan en kısa sürede ulaşmak, “yanlış anlatıların öne çıkmasını engeller” Onlarla erken iletişime geçerseniz “daha fazla gerçek” bilgiye erişmeniz  kaçınılmazdır.

OCCRP: Sınır Ötesi Soruşturma

Bellingcat’ten Waters kendi başına çalışırken ve Bou Moussa dört kişilik bir ekiple iş birliği yaparken, Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP) tarafından yayınlanan soruşturmaya üç kıtada 12 platformdan 20’den fazla muhabir katıldı.

OCCRP’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki kıdemli editörü Rana Sabbagh, bu sınır ötesi araştırmanın zaman alıcı olmasına rağmen amonyum nitrat sevkiyatının Beyrut’taki limana ilk kez 2013’te nasıl ulaştığını ortaya çıkarmak için anahtar olduğunu söyledi.

“Sabbagh, GIJN’e, ister kasıtlı olsun ister yönlendirilmiş olsun, o sevkiyatın Beyrut’a nasıl ulaştığını görmek istedik. ” dedi.

Patlayıcı maddeyi limana taşıyan, denize elverişliliği şüpheli bir gemi olan Rhosus, başlangıçta Moldova’dan kargosunu Mozambik’e teslim etmeyi planlamıştı. Her nasılsa, Beyrut’ta sona ermişti, ancak oraya varmak için izlediği yol, çeşitli ülkenin dahil olmasıyla  aracıları anlamak  araştırmak karmaşıktı.

Sabbagh, gemicilik konusunda deneyimli, Ukrayna merkezli bir OCCRP editörü olan Aubrey Belford’a konuştu.

Ekip sonunda Lübnan, Gürcistan, Mozambik, Moldova ve Rusya gibi ülkelerdeki muhabirlerden oluşacak ve bir Signal grubu, günlük Zoom çağrıları aracılığıyla iletişim kuracak ve bulgularını depolamak ve düzenlemek için bir veri tabanı oluşturdu.

Analiz ettikleri çeşitli belgelerde kullanılan çok sayıda farklı dil ve ekibin büyüklüğü, araştırmanın lojistik yönünü zorlaştırdı. Sabbagh, “Çalışmalar çok fazlaydı ancak böylesine uluslararası bir ekibe sahip olmanın birçok olumlu tarafı  var.” dedi.

“Elimizde yedi dilde içerik vardı, kültürel çeşitlilik, haber için birçok katma değeri bir araya getirdi … Yerel uzmanımız vardı.”

Ekip bir aydan daha kısa bir sürede Rhosus’un hedeflediği varış yerini ve yolculuğu boyunca neler olduğunu ortaya çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda görünür olmayan mülkiyet ağlarını da ve operasyona dahil olan farklı şirketleri de ortaya çıkardı. Sabbagh, böyle bir araştırmayı kendi başına yapmasının “iki yıl” süreceğini söylüyor.

Araştırmayla ilgili farklı platformlarda farklı  okuyucu kitle için çok sayıda dilde yayınlandı.

Deneyimli bir Orta Doğu gazeteci olan Sabbagh, sınır ötesi araştırmaları hem daha bağlantılı bir dünyada hem de sürdürülebilirliğini sürdürmeye çalışan bir gazetecilik endüstrisinin olduğu bir dünyada gelecek olarak görüyor.

Sabbagh, büyük soruşturmalar “maliyetli bir süreçtir ve kimse tek başına üstlenemez” diyor. Herkes aynı becerilere sahip değil. Birisi teknoloji konusunda iyi, bir diğeri denizcilik uzmanı olabilir. Uzmanlığı bir araya getiriyor, birbirinizi tamamlıyor ve etki yaratıyorsunuz. ”

Benzer bir tema üzerine, Forensic Architecture ve Mısır medya kuruluşu Mada Masr, 17 Kasım’da patlamayla ilgili bir araştırma yayınladı, modelini, coğrafi konumu belirlenmiş videolarını ve kaynak materyalini halka açık hale getirdi.

Patlamadan dört ay sonra, ülkenin resmi soruşturması süreci gecikmiş görünüyor. Patlamaya neyin sebep olduğuna ve kimin sorumlu olduğuna ilişkin soruşturma FBI ve Fransız patlayıcı uzmanları tarafından desteklenirken, resmi bir açıklamanın  eksikliği, en iyi durumda araştırmacı gazetecilik ve en kötü ihtimalle, komplo teorilerine kalıyor.

Herkes için en büyük soru: Bu saatli bomba, bunca yıldır Lübnan’ın başkentinin tam kalbinde nasıl durdu?

Ek Okuma

Denizde Gemilerin Takibi

Nakliye Kaynakları

Bir Son Dakika Haberde İnsanları Bulmak İçin Twitter’ı Kullanmak


Kareem Chehayeb Lübnan, Beyrut’ta bir gazeteci ve araştırmacıdır. Bağımsız medya kuruluşu için yazıyor. Bunlar  The Public Source  , https://www.kareemchehayeb.me/published-articles, The New York Times, Middle East Eye ve Business Insider

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*